Kategoriler
felsefenin hukuku tarih-i hukuk

John Locke Thomas Hobbes’un Leviathan’ını Okur muydu? Yeni Hatıralar Eski Tanışıklıklar

İnsan, bazen ilmi ciddiyetsizliğinden bazen kendini konumlandırdığı yerden bazen de ideolojik sebeplerle atıf yapmaktan geri durur. İlk duruma insanlığın düşünce dünyasında kendisine yer etmiş kişilerde rastlamak pek mümkün değildir. Diğer hallerde ise de bazen tarihsel sürecin içinde intihali veya daha doğrusu yok saymayı tespit etmek zordur.

M. Beheşti Aydoğan

Dr. Adayı, Warwick Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İntihal Vakası

İnsan, bazen ilmi ciddiyetsizliğinden bazen kendini konumlandırdığı yerden bazen de ideolojik sebeplerle atıf yapmaktan geri durur. İlk duruma insanlığın düşünce dünyasında kendisine yer etmiş kişilerde rastlamak pek mümkün değildir. Diğer hallerde ise bazen tarihsel sürecin içinde intihali veya daha doğrusu yok saymayı tespit etmek zordur. Mesela; Hegel ve İbn Haldun ilişkisi böyledir. Locke ile Hobbes arasındaki ilişki de buna benzer yapılar taşımaktadır. John Locke’un Thomas Hobbes ile ilgili atıf yapmaktan kaçınarak kendisini Hobbes’la etkileşim halinde göstermekten uzak durmaya çalıştığı bilinmektedir.[1]

Hobbes-Locke İlişkisi ve Yeni Hatırat

Locke ile Hobbes ilişkisi muzip bir üstünlük kompleksinin eseri gibi görünüyor. Yenice İngiliz Kütüphanesi’nde (British Library, Additional MS 4222, ff. 245r–47r) ) ortaya çıkan hatıratın (veya eski tabiri uyarlarsak eleştirel tezkirenin) kısa bir parçası bu yönde bir iddiayı doğruluyor. Felix Waldmann’ın keşfettiği bu hatırat Pierre Des Maizeaux’ya (1673-1745) ait. Fransızca kaleme alınmış. Waldmann hatıratın 1719 sonu ve 1720 başları arasında veya bu dönemden bir süre önce yazıldığı kanaatindedir.[2] Waldmann’a göre; hatırat Locke ve Hobbes ilişkisine dair tartışmalar bağlamında, Locke’un sıkı bir Hobbes okuyucusu olduğunu gösteriyor.[3]

Yeni Hatıratın Kaynağı? James Tyrrell?

Pierre Des Maizeaux, Locke’un bazı yakın arkadaşla bağlantı kurmuş ve gizliliklerine riayet ederek isimsiz bir şekilde onlardan topladığı malumatları yazıya dökmüştür.[4] Des Maizeaux kaynaklarını “Falan Bey, T Bey” şeklinde ifade etmektedir.[5] Waldmann, her ne kadar kaynaklar anonim olsa da hatıratta kendisine yer bulan iddiaların Locke’un yakın arkadaşı James Tyrrell’in (1642–1719) Locke hakkındaki iddiaları ile bağdaştığından bu iddiaların dikkate şayan olduğunu hatta Tyrrell’in Des Maizeaux’nun kaynağı olabileceğini iddia etmektedir.[6] Ancak “Tyrrell ile Locke’un arası hatırattaki kadar bozulmuş olabilir mi?” sorusuna net bir cevap veremediği için başka bir kaynağın da olabileceği ihtimalini saklı tutmaktadır.[7] Yine de Tyrrell’in Locke hakkında muhtelif şekillerde dile getirdiği eleştirileri Des Maizeaux’nun kaynaklarına sunduğu anonimlik sayesinde daha açık bir şekilde dile getirmiş olabileceği ihtimaline de vurgu yapma ihtiyacı duymaktadır.[8]

Hatıratın İçeriği

Hatırat genel olarak alaycı bir dille yazılmış ve Locke’un intihalci, samimiyetsiz tavırlarına dikkat çekmektedir. Hatıratta, Locke’un hatıratın kaynağı olan şahsın düşüncelerini kendi düşünceleri gibi kitaplarında kullandığı, ilmi sınırlarını bilmeyerek bilmediği alanlarda başka kişilerin bir kopyasından öteye gidemeyen bazı eserler yazdığı, korkak bir karaktere sahip olduğu vb. çarpıcı iddialarda bulunmaktadır. Aşağıda hatıratın çarpıcı bazı kısımlarının çevirisini yaptım.

Hatırat

Fulan Bey bana L Beyi hususen/şahsen tanıdığını ve L’nin hayatının son yirmi yıl hariç onunla sıkı bağlarını sürdürdüğünü söyledi. L Bey Oxford’dayken hiç çalışmazdı. Tembel ve umursamazdı. Kendisini işe yaramaz nükte kitapları ile eğlendirirdi. Voiture’un Lettres’inin İngilizce çevirisi en çok zevk aldığı, onu en çok meşgul eden şeydi. İlmi ve bilginliği sevmezdi. Yine de neredeyse hep H’nin Leviathan’ını masasında bulundurur ve arkadaşlarına onu okumalarını tavsiye ederdi. Fulan Bey, onun tavsiyesi üzerine Leviathan’ı satın almış. Ancak o daha sonraları hiç okumamış gibi yapmaya meyletmişti. Orijinal olmakla övünürdü. Kendisininmiş gibi gösteremediği şeyleri kötülerdi. Bu meyil onun sık sık pek meşhur bazı iddiaları büyük bir şaşa ile tekrarlamasına ve bazı pek de önem arz etmeyen vecizeleri böbürlenerek dillendirmesine sebebiyet vermiştir.

Aç gözlü, mağrur, kıskanç ve aşırı derecede ketumdu. Çok kolay bir şekilde sinirlenirdi. Fulan Bey kendisine insanların tek başlarına sahip olmadıkları öldürme gücünü neden hakime verebileceğinin sebebini -ki bu sıkça araştırdıkları bir konudur- söylediğinde L Bey kızarak ona bu görüşü nerede bulduğunu sormuş, daha sonra da bu görüşü hükümetle ilgili kendi eserine işlemiştir.

Başkalarından ne alabiliyorsa almış ve çok basit meselelerde bile onlara karşı ağzını çok sıkı tutup, ketum kalarak onlardan fayda sağlamıştır.

[1] Felix Waldmann, John Locke as a Reader of Thomas Hobbes’s Leviathan: A New Manuscript, The Journal of Modern History 93 (June 2021) 245, 267-268.

[2] Waldmann 251.

[3] Waldmann 271.

[4] Waldmann 247.

[5] Waldmann 247.

[6] Waldmann 253-260.

[7] Waldmann 261.

[8] Waldmann 263.

Yazar

Bir Cevap YazınCevabı iptal et

Exit mobile version