M. Beheşti AYDOĞAN
Mahkeme: THE WESTMINSTER MAGISTRATES’ COURT
Hâkim: THE SENIOR DISTRICT JUDGE (THE CHIEF MAGISTRATE) EMMA ARBUTHNOT
6 Şubat 2018’de verdiği ilk kararında, her ne kadar İsveç savcısı soruşturmaya devam etmemeye karar vermişse de Hakim Arbuthnot Assange hakkında İngiltere mahkemelerince verilen tutuklama emrinin geçerli olduğu kararını vermiştir (par 1). 13 Şubat 2018’de verdiği bu yeni kararında savunmanın tutuklama emrinin orantılılık ve kamu yararı üzerinden incelenmesi talebini değerlendirmiştir.
Savunma iki bakımdan inceleme yapılmasını talep etmiştir:
1-Assange hakkında Bail Act’ın 6’ncı bölümü uyarınca işlemlere başlanması kamu yararına mıdır? (par 2)
2-Bail Act’ın 7’nci bölümü uyarınca çıkarılan tutuklama emri orantılı ve kamu yararına uygun mudur? (par 3)
Bu hususları Assange’ın gıyabında da değerlendirmeyi kabul eden Hâkim Arbuthnot, Assange’ın içinde bulunduğu durumu göz önüne aldığında Hâkim Arbuthnot bu şartlar altında dahi onu tutuklamanın orantılı olduğu kanaatine varmıştır. Ona göre Assange’ın kendisini hapsetmiş olması ve bu durumun zihni ve fiziki olarak kötü sonuçları olmuş olması tutuklama talebini orantısız kılmamaktadır (par 62). Hakim ayrıca Assange’ın teslim olmayışının mahkemenin emrinden kurtulabilmek için planlı bir çaba olduğu kanaatine varmıştır (par 58). Ona göre Assange kendi kurallarını İngiliz adalet sistemine empoze etmek istemektedir (par 60).
Hâkime göre eğer 6’ncı bölüm uygulanmaya başlarsa Assange ya suçunu itiraf etmelidir ya da mahkemeye gelmeyişi için makul bir sebep sunmalıdır (par 63). Ancak 6’ncı bölümün uyarınca yapılacak işlemler Assange’ın durumuna bağlı olacaktır (par 63).
Mahkeme bu sonuca ulaşırken savunmanın dile getirdiği beş iddia üzerinden talebi değerlendirmiştir.
1.
Hâkim Assange’ın Amerika’ya gönderilme korkusunu kendi ağzından yeminli olarak duymadığı müddetçe bu korkuyu makul bulmayacağını ifade etmektedir (par 14). Hâkime göre Assange’ın İsveç’e iadesinden sonra Amerika’ya gönderilmesinin gündeme gelebilmesi için İsveç’in iade için mahkemeye talepte bulunması gerekmektedir. Bu talep yapıldığı zaman da Assange Amerika’ya gönderilmesi hususunu ve buna dair korkularını gündeme getirebilir (par 15).
2.
Savunma BM Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu’nun Assange’ın durumu hakkında 2015 yılında verdiği bir görüşe dayanarak Assange’ın keyfi tutuklamaya maruz kaldığını iddia etmektedir. Çalışma Grubu’nun görüşünü değerlendiren Hâkim Arbuthnot grubun görüşünü yerinde bulmadığından pek dikkate almadığını ifade etmektedir (par 40). Bu noktada biraz sonra zikredeceğimiz hususlar üzerinden grubun görüşünü değerlendirir. Hâkim Assange’ın 2010’da şartlı tahliyesi sırasında konulan şartlara savunma tarafından itiraz edilmediğini hatta savunmanın kendisi tarafından tahliye karşılığında önerildiğini ifade etmektedir (par 32-33). Dolayısıyla ona göre bu şartlar (sabit ikamet, ev hapsi, günlük polise bildirimde bulunma), şu anki savunmanın iddia ettiği gibi sert sınırlamalar teşkil etmemektedir (par 33) ve makuldür (par 34).
Hâkim bu sürecin 550 gün devam etmesini savunma tarafının tanımladığı gibi özgürlükten mahrum bırakılma olarak tanımlamadığını ancak Assange’ın özgürlüğü bir sınırlama olarak değerlendirdiğini ifade etmektedir (par 35). Bu noktada hâkim Assange’ın Ekvador Londra Büyükelçiliği’nde geçirmekte olduğu hayatı da aynı şekilde tanımlamaktadır (par 35). Yer yer ironik ifadeler kullanmakta olan hâkim bu durumu “Wandsworth Hapishanesi’nde tutulmakla Ekvador Elçiliği’nde yaşamak arasında fark var” diyerek ifade etmektedir (par 36). Hâkime göre Assange’ın özgürlüğüne yapılan sınırlamalar “hukuka uygun” ve “orantılı”dır (par 56).
3.
Hâkim Assange’ın İsveç mahkemelerinin soruşturmayı zamanında yapmadıkları iddiasını reddetmektedir (par 51). Hâkim Arbuthnot, savunmanın Assange’ın teslim olmamasının sürece etki etmediğini ve sürecin fiili olarak bitmesine sebep olmadığı yönündeki iddiasına katılmamaktadır (par 52). Zira ona göre eğer Assange İsveç’e gitmiş olsa idi savcılık süreci sona ermiş olurdu (par 52). Hâkim bu noktada İsveç ve Ekvator arasında 2015 Aralık ayında yapılan anlaşma neticesinde Assange’ın Ekvadorlu bir savcı tarafından önceden verilecek sorularla sorgusunun yapılmasının planlanmasını da mahkemenin onun İsveç’e iade edilmesi emrine uymadığını ifade ederek bu hususun da tutuklama emrine bir etkide bulunamayacağını ifade etmiştir (par 52).
4.
Savunma dördüncü iddiasında Ekvator Londra Büyükelçiliği’nde geçirdiği 5,5 yıldan sonra Assange teslim olmamasından ötürü cezalandırmanın orantısız olacağını ve kamu yararına da olmayacağını iddia etmektedir (par 53). Hâkim Arbuthnot Assange’ın içinde bulunduğu koşulları bu iddialar bakımından yetersiz bulmuş görünmektedir (par 54). Ona göre “Assange’ın sağlık sorunları daha kötü olabilirdi” (par 54). Bir ironinin yine göze çarptığı söylenebilir.
5.
Savunma beşinci iddiasında İngiltere’nin Suçluların İadesi Kanunu’nun 12A Bölümünün İngiltere Yüksek Mahkemesi kararından sonra değiştiğini ve bu değişikliğe göre de iadeyi talep eden devletin ilgili kişiyi gıyabi yargılama yapmamak dışındaki bir sebepten ötürü yargılamaktan vazgeçtiğine dair makul sebep var ise ilgili kişi geri gönderilemeyeceğini iddia etmektedir (par 55). Hâkim Arbuthnot böyle bir durumun olmadığını ve 19 Mayıs 2017’de ilgili İsveç savcısının verdiği kararda ilgili şahsın mahkeme huzuruna çıkması gerekeceğinden soruşturmaya devam etmeme kararı aldığını ifade etmektedir (par 55, ayrıca par 58).
Kararın orijinal metni için tıklayınız.