İnsan, bazen ilmi ciddiyetsizliğinden bazen kendini konumlandırdığı yerden bazen de ideolojik sebeplerle atıf yapmaktan geri durur. İlk duruma insanlığın düşünce dünyasında kendisine yer etmiş kişilerde rastlamak pek mümkün değildir. Diğer hallerde ise de bazen tarihsel sürecin içinde intihali veya daha doğrusu yok saymayı tespit etmek zordur.
Kategori: tarih-i hukuk
Abdülhak Kemal Yörük (1897-1974); hukukçu, akademisyen, siyaset ve devlet adamı. 1928’den 1955’e kadar mülkiye, iktisat ve hukuk fakültelerinde hukuk başlangıcı, hukuk tarihi ve hukuk felsefesi dersleri vermiştir. Daha sonra siyasete girerek milletvekilliği ve 18 ay süreyle adalet bakanlığı yapmıştır. Bir makale için akademik bir biyografisini hazırlarken İtalyanca yazmış olduğu bir eser dikkatimi çekti. Farabi’nin toplum ve hukuk felsefesinin konu alındığı risale sadece Milli Kütüphane’de mevcut görünüyordu.
Bu yazı, Tarihçi Hukuk Bilimi Mecmuası’nın ilk cildinde yayımlanmıştır. Ayrıca 1850’de, iki sayfalık bir değerlendirmeyle birlikte Savigny’nin Karma Yazıları’nda aynı şekli muhafaza edilerek yayımlanmıştır. Savigny bu yazıda, mecmuanın hangi amaçla kurulduğu, ne tür bir görevi üstlendiği ve bu görevin tarihi kıymetine değinmektedir. Bunun yanı sıra müellif, 1814’te neşredilen Çağımızın Yasama ve Hukuk Bilimi Hakkındaki Görevi Üzerine başlıklı eserinde ilan ettiği tarihçi hukuk okulunun programını, bu yazıda daha açık bir şekilde ifade etmektedir.
Nitelikli uzun soluklu bir mecmua, ilgili olduğu sahanın zihniyetini tahlil için önemli bir kaynak teşkil eder. Bu düşüncelerle, Alman hukuk tarihinde ve halen hukuk literatüründe fevkalade mühim bir yer teşkil eden Tarihçi Hukuk Bilimi Mecmuası’nın geçmişi hakkında bilgi vermeyi hukuk tarihimiz ve mecmua geleneği bakımından faydalı görmekteyiz.