Kategoriler
felsefenin hukuku tarih-i hukuk

John Locke Thomas Hobbes’un Leviathan’ını Okur muydu? Yeni Hatıralar Eski Tanışıklıklar

İnsan, bazen ilmi ciddiyetsizliğinden bazen kendini konumlandırdığı yerden bazen de ideolojik sebeplerle atıf yapmaktan geri durur. İlk duruma insanlığın düşünce dünyasında kendisine yer etmiş kişilerde rastlamak pek mümkün değildir. Diğer hallerde ise de bazen tarihsel sürecin içinde intihali veya daha doğrusu yok saymayı tespit etmek zordur.

Kategoriler
felsefenin hukuku pratik hukuk yazıları teknoloji ve hukuk

Aşı Pasaportu ve İnsanın Nesneleştirilmesi: Hukukta Yeşilin Zorbalığı ve Küresel Eşitsizliklerin Bir Eleştirisi

Aşı milliyetçiliği, bilimin insanlığa hizmetinin ne kadar da eşitsizliksever vizyonlarla bezeli olduğunu gösterdi. Benzer bir minvalde de aşı pasaportu tartışmaları da eşitsizlikçi yapının ne kadar derinlere indiğinin ülkeler arası sınırlara, ülkelerin kendi içlerindeki hiyerarşik dinamiklere dokunarak gösteriyor.

Kategoriler
felsefenin hukuku tarih-i hukuk

Abdülhak Kemal Yörük’ün Kaleminden Farabi’nin Toplum ve Hukuk Felsefesi: “La Filosofia Sociale E Giuridica Di Farabi” Risalesinin Tanıtımı

Abdülhak Kemal Yörük (1897-1974); hukukçu, akademisyen, siyaset ve devlet adamı. 1928’den 1955’e kadar mülkiye, iktisat ve hukuk fakültelerinde hukuk başlangıcı, hukuk tarihi ve hukuk felsefesi dersleri vermiştir. Daha sonra siyasete girerek milletvekilliği ve 18 ay süreyle adalet bakanlığı yapmıştır. Bir makale için akademik bir biyografisini hazırlarken İtalyanca yazmış olduğu bir eser dikkatimi çekti. Farabi’nin toplum ve hukuk felsefesinin konu alındığı risale sadece Milli Kütüphane’de mevcut görünüyordu.

Kategoriler
çeviriler felsefenin hukuku tarih-i hukuk

Tarihçi Hukuk Bilimi Mecmuasının Amacı Üstüne

Bu yazı, Tarihçi Hukuk Bilimi Mecmuası’nın ilk cildinde yayımlanmıştır. Ayrıca 1850’de, iki sayfalık bir değerlendirmeyle birlikte Savigny’nin Karma Yazıları’nda aynı şekli muhafaza edilerek yayımlanmıştır. Savigny bu yazıda, mecmuanın hangi amaçla kurulduğu, ne tür bir görevi üstlendiği ve bu görevin tarihi kıymetine değinmektedir. Bunun yanı sıra müellif, 1814’te neşredilen Çağımızın Yasama ve Hukuk Bilimi Hakkındaki Görevi Üzerine başlıklı eserinde ilan ettiği tarihçi hukuk okulunun programını, bu yazıda daha açık bir şekilde ifade etmektedir.